14 Ekim 2010 Perşembe

Mutsuz olduk hepimiz...

Çünkü bize mutlu hayaller vermiyorlar artık. Evet. Bence bu. Yalnızca bu.

Öteden beri eski Yeşilçam filmlerini severim. Toplumsal mesajlı olup da, bu zamanda bile hayırla anılanlardan bahsetmiyorum. Benim sevdiklerim diğer türlü olanlar. Hani fakir kız-zengin oğlanlı, zengin kız-fakir oğlanlı olanlar. Hani illa ki başta bir kıvılcımlanma, bir kavga, sonra mutlaka bir kötü adam ya da kadının sebep olduğu bir yanlış anlama ya da anlaşmazlık olan, sonunda herşeyin tatlıya bağlandığı filmler.

Sonunun tatlı bitmesi de değil yalnızca. Baş kadının ve baş erkeğin yanındaki eş dost akraba da ayrı sevilesiydi. Tonton amcalar vardı Nubar Terziyan'ın kimliğinde. Polis müdürleri, zengin babalar tatlı sertti, tıpkı Hulusi Kentmen gibi, ve sonunda mutlaka şefkatli tarafları ortaya çıkardı. Dindar teyzeler, dindar amcalar altın kalpli, hoşgörülü ve yumuşaktı, size merhametten ve iyi niyetli öğütlerden başka bir şey vermezdi. Kızı bir hata yapmış, gayrımeşru bir çocuk doğurmuş olsa bile babalar karalar bağlar, ama yine de kızına sahip çıkardı Münir Özkul gibi. Çılgın, komik annelerin tek istedikleri çocuklarının mutluluğuydu, Adile Naşit kimliğinde.

Seviyorduk hepsini. Böyle bir ailenin ortasında sevildiğimizi, kabullenildiğimizi hissediyorduk, çünkü hep iyi insanlarla çevriliydik. Biz Hülya Koçyiğitler, Türkan Şoraylar, Tarık Akanlar, Ediz Hunlar, bu sevginin ve hoşgörünün ortasında, eninde sonunda mutlu oluyorduk.

Ama ne yazık ki bu kadar mutluluğu bize çok gördüler.

Artık polis müdürleri bize hortumla girişiyor, üniversite önlerinde tekme tokat dayak atıyor. Zengin amcalar vicdanlarının olduğu yeri tamamen unuttular ve tek istedikleri bir bez parçasını bizim gözlerimizin üzerine çekip, biz görmezken ihalelerle ceplerini doldurmak. Dindar teyzeler, dindar amcalar bizi cehennemle korkutuyor, bizi örtüyor, kendi amaçları uğruna nefer olarak kullanıyor. Babalar, ağabeyler namus uğruna bizi öldürüyor. Bu durumda biz, baş kadın ve baş erkek oyunculara da Fatmagül'le birlikte tecavüze uğramak, Fatmagül'e tecavüz etmek kalıyor.

Eski filmler yalnızca düş satmıyordu bize. Aynı zamanda roller biçiyordu. Töre cinayetlerinde, baskı, zulüm ve istismarda rol almaktan bıktık. Eski düşlerimizi istiyoruz.

1 yorum:

  1. Şu insanların hayâlleri bile kısıtlı artık Niran Hanım. Mutluluk kavramı onlar için kötü bir an oluncaya kadar geçerlidir.

    YanıtlaSil